Asya ve Avrupa kıtalarının birleştiği bölgede yer alan Çanakkale, coğrafik konumu sebebiyle birden fazla iklim kuşağının etkisi altında kalan, bunun neticesinde çok zengin çeşitlilik gösteren bir bitki örtüsüne sahiptir. Yüzyıllar boyunca bu özelliği ile birçok araştırmacının dikkatini hep üzerine toplamıştır.
Yaklaşık olarak % 55’i ormanlarla kaplı olan Çanakkale’de önemli bitki alanları bulunmaktadır. Bunların başında, güneydoğusundaki büyük bir alanı 1994 yılında Milli Park ilan edilen Kazdağları gelmektedir. Balıkesir ve Çanakkale arasında uzanan doğal bir sınır oluşturan ve bol yağış alan iklimi sayesinde çok zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Kazdağları’nın eteklerinden başlayıp yüksek rakımlara kadar uzanan karaçam, köknar, kayın ve Kazdağı göknarı karışık ormanlar oluşturmaktadır. Biga yarımadasının orta bölümünde yer alan Biga dağları da en az Kazdağları kadar zengin bir bitki örtüsüne ve tarım alanlarına sahiptir. Alçaktan yükseğe doğru kızılçam, saçlı meşe ve karaçam ormanları sıralanmaktadır. Endemik bitkiler arasında Homeros’un İliada destanında yer alan Troia bölgesinden ismini alan Troia kardeleni de bulunmaktadır.
Gelibolu yarımadasının alçak kesimlerinde kestane ve karaçam, yarımadanın orta bölgesinde yer alan yüksek kesimlerde ise kızılçam ormanları öne çıkmaktadır. Büyük yangınlar sebebiyle tahrip olmuş yerler de maki toplulukları ile örtülmüştür.
Ormanların yanı sıra kumul ve tuzcul alanlar ile buraya özgün flora ve bitki örtüsü de Çanakkale’nin bitki çeşitliliğine zenginlikler katmaktadır. En iyi örneklerine Karamenderes nehrinin Marmara denizine döküldüğü yerde oluşmuş Kumkale deltasında ve Bozcaada’nın batı burnunda rastlanmaktadır. Çanakkale’nin Lapseki ilçesine bağlı Çardak beldesinde bulunan Çardak Lagünü sahip olduğu bitki örtüsü ve her sene ağırladığı göçmen flamingolarıyla eşsiz doğal güzelliklerden biridir. Çanakkale Boğazı’nın kuzeyinde denize açılan bölümde yer alan lagünün deniz tarafında kumul, iç tarafında ise tuzcul bitkiler yer almaktadır.
Çanakkale’nin Faunası
Çanakkale birçok farklı hayvan türünü barındırması ile dikkat çeken bir ilimizdir. Bunun başta gelen sebeplerini incelediğimiz zaman karşımıza en başta farklı iklim özelliklerine sahip bir coğrafyanın üzerinde oluşmuş çok zengin bir bitki örtüsü çıkmaktadır. Bu özellik ise Çanakkale ilinin, farklı iklim ve besin ihtiyacı olan birçok hayvan türünün kendisine uygun bir yaşam alanı bulabildiği bir bölge olarak öne çıkmasına yol açmıştır. Bunun hemen ardından Çanakkale’nin Avrupa Asya ve Afrika kıtaları arasındaki kuş göç yolları üzerinde yer alması gelmektedir. Büyük orman alanları ile barındırdığı sulak alanlar da yaban hayatını güçlendiren en önemli faktörlerdendir.
Çanakkale’nin omurgalı faunası balıklar, kuşlar, memeliler, amfibyumlar ve sürüngenlerdir.
Balıklar Tatlı Su Balıkları ve Deniz Balıkları olarak iki grup altında toplanmıştır. Biga Yarımadası, Kazdağlar’ı, Karamenderes ve Sarıçay’da yapılan incelemelerde tatlısu kefali, altınbaş kefal, has kefal gibi kefal çeşitleri, sazan, tatlısu kolyozu, levrek, Avrupa yılan balığı, turna gibi türler karşımıza çıkmaktadır. Bu türler tüm Avrupa tatlısu balıklarının yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Gelibolu, Bozcaada, Gökçeada, Saroz ve Çanakkale Boğazı’nda yapılan incelemelerde ise Türkiye denizlerinde bulunan deniz balığı türlerin 1/3’ünün Çanakkale’de bulunduğu tespit edilmiştir. Bunların başlıcaları sardalya, fener, pisi, kalkan, dil, kolyoz, orfoz, melanur, mercan, sinarit, kalkan, kırlangıç, Mersin morinası, izmarit, palamut, hamsi, barbunya ve köpekbalığı çeşitleridir.
Varlıkları ve çeşitlilikleri il sınırları içinde yer alan sulak alanlara bağlı olarak zenginlik gösteren kuyruklu ve kuyruksuz kurbağalar ( amfibyumlar ) tüm Türkiye’ye yayılmış türlerin 1/3 ünü teşkil eder.
Türkiye’de saptanmış türlerin 1/3’ünü oluşturan kaplumbağa, kertenkele ve yılanların zenginliği yine sulak alanlara bağlıdır.
Avrupa, Asya ve Afrika göç yolları arasında bir köprü görevi gören Çanakkale Türkiye’de yer alan kuş türlerinin yarısına sahiptir. Özellikle kartal, doğan, şahin, keklik, çulluk, tahtalı, martı, sumru, bülbül, ardıç en zengin türlerin başında gelmektedir.
Çanakkale’de bulunan memeli türleri arasında en sık rastlananlar ayı, karaca, yaban kedisi, su samuru, sincap, yarasa, kirpi, tavşan, porsuk, sansar, tilki ve yaban domuzudur. Bölge çok geniş fare türlerine de sahiptir.
Kazdağı Milli Parkı’nın varlığı, Çanakkale’deki sulak alanların ve ormanların fazlalığı, bölgede bulunan canlı türlerinin sayısının yüksek olmasında çok büyük etkendir.
Çanakkale’nin omurgasız faunasını ise bir çok türüne ev sahipliği yaptığı böcekler, yengeçler, mercanlar ve hidralar oluşturmaktadır.
Arazi Yapısı
Çanakkale, Balkan Yarımadası’nın Doğu Trakya topraklarına bir kıstakla bağlanmış, Gelibolu Yarımadası ile Anadolu’nun batı uzantısı olan Biga Yarımadası üzerinde toprakları bulunan bir ilimizdir.
Avrupa ve Asya kıtalarında toprakları bulunan Çanakkale, Edirne, Tekirdağ ve Balıkesir illeriyle çevrilidir. Ege Denizinde Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan Adaları da Çanakkale il sınırları içerisindedi İl, 25°40’-27°30’ doğu boylamları ve 39°27-40°45’ kuzey enlemleri arasında 9.933 Km² lik bir alanı kapsar. Topraklarının büyük bir kısmı Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara bölümünde, Edremit Körfezi kıyısındaki küçük bir alan ise Ege Bölgesi’nde yer alır.
Anadolu Yarımadası’nın en batı noktası Baba Burnu ile Türkiye’nin en batı noktası olan Gökçeada’daki Avlaka Burnu il sınırları içerisindedir. İlin toplam kıyı uzunluğu 671 km.dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder